Üniversitemiz İletişim Fakültesi uygulama birimi olan Medya Merkezi tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında “İş Hayatında Kadın” temalı bir program düzenlendi.
İletişim Fakültesi amfi salonunda düzenlenen programa Gümüşhane Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Aysel Akçay, Kral Pestil Köme Yönetim Kurulu Başkanı Nurcan Özdemir, Gümüşhaneli Girişimci Kadınlar Derneği Başkanı ve Gümüşhane’nin ilk, Türkiye’nin 4’üncü Kadın Oda Başkanı Leyla Bostancı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İl Kadın Girişimciler İcra Komitesi Başkanı Aysun Dalgıç ile Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölüm Başkanı Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Mutlu konuşmacı olarak katıldı.
Moderatörlüğünü Üniversitemiz İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Gülsüm Çalışır’ın yaptığı programın açılış konuşmasında kadınların iş hayatındaki zorluklarına değinen Rektörümüz Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek, düzenlenen program hakkında şunları söyledi: “Bazen acı olaylar, daha sonrasında birliktelik vesilesi olabiliyor. 8 Mart 1857 tarihinde New York’ta dokuma işçileriyle ilgili yaşanan bir facia, insanlık gündemine çalışan kadınlarla ilgili böyle bir günün ortaya çıkmasına neden olmuştur. Aslında bugün, Cumhuriyet öncesinde 1921 yılında ülkemizde bir kadın cemiyeti tarafından kutlanan bir gündür. 1977 yılında da Birleşmiş Milletler tarafından 8 Mart’ın, tüm dünyada kadınlar günü olarak kutlanması kararı alınmıştır. Ülkemizde de etkin olarak 1984 yılından itibaren kutlanıyor. Her zaman ifade ediyoruz, aslında böylesi günleri bu şekilde geçiştirmememiz lazım. Çünkü yaratıcı bizi aynı madalyonun iki yüzü olarak yaratmış; ama kadınlarımızı biraz daha güzel, donanımlı ve pozitif yaratmıştır. Tarihimiz boyunca çok sayıda kadınımız hayatın her alanında milletimizin, ülkemizin bu günlere gelmesinde ciddi katkılar sağlamıştır. Çok şükür sağlıkta, ulaşımda çok iyi yerlere geldik. Eğitim ve kültür alanında bazı eksikliklerimizi tamamlayamadık. Bu bakımdan da evden iş dünyasına, spordan sanata, eğitimden kültüre hayatın her alanında ülkemizin bu günlere gelmesinde emeği olan tüm kadınlarımızı, şehit annelerimizi, şehit eşlerimizi, şehit evlatlarımızı bugünler içerisinde minnetle anıyor, kadınlar gününü kutluyoruz. Sektörün, iş dünyasının ve sivil toplum kuruluşlarının çok değerli temsilcilerini bugün burada ağırlamaktan da mutlu duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Gümüşhane Üniversitemiz bu tür etkinliklerle hem şehirden destek alıyor hem de şehrimize katkı sunmaya çalışıyor. Şehir üniversite buluşmasını sadece sözde bırakmama gayreti içerisindeyiz. Bu nedenle de birbirinden çok değerli misafirlerimize katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum.”
Rektörümüz Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek’in konuşmasının ardından programda Medya Merkezi tarafında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için hazırlanmış etkinlikte ‘Cinsiyetçi Söylemlere Karşı’ adlı video filmi gösterildi.
‘İş Hayatında Kadın’ temalı etkinliği ilk konuşmasını gerçekleştiren Gümüşhane Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Aysel Akçay, “Benim hayalim okumak ve okuduğum okulda da öğretmen olmaktı. Zaman içerisinde bu hayalim, hedefim oldu. Okula her adım attığım gün Allah’ım ben iyi ki öğretmen olmuşum, diye şükrederek gittim. 20’nci yılımda emekli oldum. Kısa bir süre sonra babamın nasihatlerini verdiği öğütleri düşünmeye başladım. İşleyen demir pas tutmaz, insanı yaşatan işidir. Bu öğütler hep benim kafamın içini kurcalıyor. Ben kendime hep tüketici olmamalıyım, dedim. Eşime ait firmada işe başladım. Öğretmenlikten geldiğim için sektörü tam olarak bilmiyorum. Aldığım eğitim ticarete uygun değil. İlk yıl başarısız oldum. Ancak kendimdeki eksiklikleri tespit edince teknolojik ve sektörel eğitim için İstanbul’a gittim. Aldığım eğitimlerle birlikte kendimi yenilemeye çalıştım. Türk kadını inanırsa, başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Ben inandığım için şuan halen bu görevde devam etmekteyim. Bunu ayrımcılık yapmadan söylemek istiyorum. Toplumda kadının yeri her zaman en üst seviyededir. Kadın cesarettir, kadın umuttur, kadın mutluluktur” sözleriyle duygularını ifade etti.
Gümüşhaneli Girişimci Kadınlar Derneği Başkanı ve Gümüşhane’nin ilk, Türkiye’nin 4’üncü Kadın Oda Başkanı Leyla Bostancı da iş hayatına Halk Eğitim Merkezi’nde 5 yıl gibi kısa bir süre Usta Yöneticiliği görevi yaparak başladığını belirterek, “Buradan ayrıldıktan sonra tekstil hayatına atıldım. Açıkçası kadının olduğu her yere girmek istedim. 9 yıl gibi bir süre tekstil hayatında kaldıktan sonra, 2012 yılında Gümüşhaneli Girişimci Kadınlar Derneği’ni kurdum. Derneğimize üye olarak 98 kadın topladım. Birçok girişimci kadınımız ile birlikte il dışı bağlar kurarak, ciddi manada aile bütçesine katkılar sağlamasına yardımcı oldum. Kısacası kadınlarımızın her konuda gelişmesini istedim. Bu yönde çalışmalar yaptım ve bu çalışmalarıma da devam edeceğim. Hayat devam ediyor” açıklamasında bulundu.
Kral Pestil Köme Yönetim Kurulu Başkanı Nurcan Özdemir, 7 kardeşten oluşan bir aile şirketi olduklarını vurgulayarak, “Pestil-köme Gümüşhane’de annelerimizin yaptığı bir üretimdi. Biz bunu nasıl şirket haline getirebiliriz diye düşünürken, yaptığımız birçok ar-ge çalışması sonucunda bunu da üretip satacağımızı gördük. Ben 15 yıl önce Kral Pestil adı altında Büyük Bayraktar şirketinin başına geçtim. Bir fabrika ile başladık. Geçen 15 yıllık süre içerisinde şirkete 3 fabrika ve 1 dinlenme tesisi kazandırdım. İkinci fabrikayı kurduğumuz zaman bizim aile fertlerimiz buradan çıkalım, dediler. Güneşin bol olduğu Antalya, Muğla gibi illerde üretim yapalım; çünkü oradaki şartlar çok kolay, dediler; ama ben buna şiddetle karşı çıktım. Üretimin buradan çıkması, burada bulunan insanların ekmek kapısının açılmaması demekti. Sonrasında buhar sistemiyle çalışan ilk fabrikayı açtık; fakat hiçbir tecrübem yoktu. Çok zor şartlar altında telefondan yardım alarak çalıştırdım. Bundan sonra da benim hedefim muhakkak ihracatın olmasıydı. Bu coğrafyanın içerisinde bunu başarmak en büyük hayalimdi. Bu yönde neler yapabileceğimi araştırdım. Allah’a çok şükür bugün Avrupa’nın tüm ülkelerine, Kanada, Lübnan ve Katar olmak üzere birçok ülkeye ihracatımız gerçekleşti. Genç arkadaşlarımıza tavsiyem, hedefinizi koyun ve kesinlikle hedefinize ulaşacağınıza emin olun. Asla geri adım atmayın, inanın başaramayacağınız hiçbir şey yoktur” diye konuştu.
TOBB İl Kadın Girişimciler İcra Komitesi Başkanı Aysun Dalgıç, bugüne kadar geçen süre içerisinde başta ailesi olmak üzere toplum içinde ne tür deneyimler yaşadığını şu sözlerle anlattı: “Ben Kız Meslek Lisesi Giyim Bölümü’nden mezunum. Üç yıl kadar bir avukatlık bürosunda sekreter olarak çalıştım. Avukat olmaya heveslendim. Bu üç yıllık süre içerisinde o cübbeyi giymeyi heves ettiğim için neredeyse bir avukat kadar dava dilekçesi, savunma dilekçesi, icra dosyası hazırlayacak aşamaya geldim; ama diplomam yoktu. Daha sonrasında sekreterlikten ayrıldım. Sigortacılık işi için Trabzon’dan birisi Gümüşhane’de şube açacak, çalışacak birisini arıyordu. Ben orada çalışmaya başladım. Ben her zaman kadının maddi özgürlüğü olursa, güçlü olacağını düşünüyordum. 2008 yılında çıkarılan yasa ile birlikte sigorta acentesi alabilmek için başvurduk ve bu işi yapmaya başladık. Halen de devam ediyorum. İnsanlığın var olabilmesi için kadın olmazsa olmazıdır. Ben kadının her konuda ışık olduğunu savunuyorum.”
Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölüm Başkanı Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Mutlu ise bugüne nasıl geldiğini eğitim hayatında karşısına çıkan fırsatlarını örnek göstererek anlattı. Mutlu, şu noktalara dikkat çekti: “Hayatımda çok uzun bir süre ne yapmak istediğimi bilmedim. Üniversite sınavı sonrasında Kafkas Üniversitesi Matematik Bölümü’nü kazandım. Ancak 4 yıl boyunca aklımda sürekli şu şüphe vardı. Mezun olduktan sonra elimdeki bu diploma ile bana iş mi verecekler, kaygısıyla sürekli okulu bırakmak istedim. Bugüne bakınca iyi ki de bitirmişim diyorum. Küçük üniversitelerin imkânsızlıklarının yanında kendi içerisinde sunduğu imkânları da var. Mezun olduğum dönemde en iyi iş bankacı olmaktı. Her yere özgeçmişlerimi bıraktım. Çeşitli mülakat sınavlarına girdim. Her defasında da başarısız oldum. Bu dönemde yüksek lisans yapmaya karar verdim. Devamında fark ettim ki ben bu işi seviyorum. En iyisi ben bu yüksek lisanstan sonra doktora ile devam edeyim, diye bir fikre kapıldım. Çalışmak istediğim alandaki hocaları belirledim. Bu hocalar genelde erkek hocalardı. Hocalarımdan aldığım tepki de şu şekildeydi: ‘Biz kız öğrenciyi doktoraya kabul etmiyoruz. O yüzden hiç başvuru yaparak zamanını harcama.’ Bu ifadeler benim için bir hayal kırıklığıydı. Bir hocamız vasıtasıyla yurtdışında doktora eğitimi için burs kazandım. Kendimi bursu kazandıktan sonraki dönemde keşfetmeye başladım. Amerika’da dili öğrendim, doktoramı yaptım. 10 yıl önce hocamın neden yurtdışında eğitim görmüyorsun deyip de hayatımı değiştirdiği gibi bugün siz de benden ilham alıp, bu alanda araştırmalar yapıp gidebilirsiniz yurtdışına gidebilirsiniz. Bu, sandığınız kadar zor değil, emin olun.”
Program katılımcılardan gelen soruların cevaplandırılması ve konuşmacılara verdikleri katkıdan dolayı plaket takdim edilmesi ile sona erdi.
- Gösterim 2802
- Toplam 5